Retina Damar Tıkanıklıkları

RETİNA DAMAR TIKANIKLIKLARI
RETİNA VEN (TOPLAR DAMAR) TIKANIKLIĞI

INTRAVITREAL ANTIVEGF/OZURDEX INJECTIONS - MICROPULSE SUBLİMİNAL LASER  PHOTOSTIMULATIONPRP GROWTH FACTOR INJECTIONS AND MAGNOVISION THERAPY

Retina toplar damarları; hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp-damar hastalığı veya göz tansiyonu olan hastalarda tıkanabilir. Bu tıkanıklık; optik sinirden hemen çıkışta yani retina kök ven tıkanıklığı şeklinde olabileceği gibi, venin yalnızca bir dalında da olabilir.

Tıkanıklığın olduğu yerin gerisinde damar basıncı yükselir. Retinada kanama ve ödem oluşur. Kanama ve ödemin olduğu bölgeye denk gelecek şekilde bulanık ve puslu görme meydana gelir.

Kanamalar kısmen çekildikten sonra yapılacak fundus flöresan anjigrafide, iskemi varlığı, yani retinanın beslenme durumu araştırılır. İskemi yoksa sonuç görme genellikle daha iyidir.
Retina ven kök tıkanıklığında iskemi varsa, 3 ay içinde kanamaya müsait yeni damarlar oluşur; bunlara bağlı göz içi kanamaları ve 100 gün glokomu denen ağrılı ve tedavisi zor bir glokom (neovasküler glokom) gelişebilir.

Yeni damar oluşumlarını ve/veya maküla ödemi önlemek için göz içi enjeksiyon tedavileri, gerekirse mikropulse veya grıd/panretinal termal laser tedavileri uygulanır.
Retinada iskemik hasar fazla ise, magnovision terapisi ve göz dışına growth faktör enjeksiyon desteği gerekebilir.
Altta yatan neden araştırılmalı; hipertansiyon, şeker, glokom mutlaka kontrol altına alınmalıdır.
Retina arter (atar damar) tıkanıklığı

Retinayı besleyen atar damarda, yağ plakları oluşması veya kalp ya da karotis arter denilen şah damarından pıhtı atması sonucu tıkanıklık meydana gelir.
Tıkanıklık optik sinirden çıkan kısımda meydana gelirse retina ana arter tıkanıklığı oluşur. Ağrısız ve ani görme kaybı meydana gelir.
Tedavisi çok acildir. 4 saat içinde pıhtı çözülemez veya daha uç kısımlara hareket ettirilemezse kalıcı görme kaybı gelişir.
Tedavide göz içi basıncı düşürülür, cilt altı düşük ağırlıklı heparin başlanır. Damar genişletici ilaçlar verilir. İmkan varsa hızlıca hiperbarik oksijen tedavisi başlanır. Hiperbarik oksijen hem retina damarlarında genişleme sağlar hem de retinanın oksijen ihtiyacını karşılar.
En kısa sürede uygulanacak magnovision terapisi ve göz dışına growth faktör enjeksiyonu desteği, retinal hasarı onarmaya katkı sağlar.

Arter tıkınaklığı yalnızca bir dalda meydana gelirse, retinal iskemi yani hasar yalnızca o dalın beslediği retina bölgesinde görülür.

Sarı Nokta Hastalığı

SARI NOKTA HASTALIĞI
(SENİL= YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERASYONU)

INTRAVITREAL ANTIVEGF INJECTIONS – PRP GROWTH FACTOR INJECTIONS AND MAGNOVISION THERAPY

Göz küresi önden arkaya doğru, ışığı retinaya odaklayacak kırıcı ortamlardan oluşur. En önde kornea, arkasında lens ışığın retinanın en hassas bölgesi olan makülaya odaklanmasını sağlar.
Göz küresi içten dışa doğru 3 katmandan oluşur: en içte retina, ortada damar tabaka, en dışta göz küresine sertliğini veren göz akı bulunur.
Cisimlerin görülebilmesi, cisimlerden gelen ışınların retinaya odaklanması ile başlar. Retinada ışık enerjisini, elektrik enerjisine çevirip beyine ileten hücreler vardır.
Maküla ya da sarı nokta denilen bölge ışığın tam olarak odaklandığı ve en keskin görmenin oluştuğu bölgedir. Görüntü en net olarak bu bölgedeki kon hücreleri tarafından beyine iletilir. Görme keskinliğinin %90’ı sarı noktada, %10’u etraf retinada oluşturularak beyine iletilir.
Sarı nokta, hayat boyu süren yüksek ışık-kimyasal ve metabolik reaksiyonların meydana geldiği retina bölgesidir. Artan yaş ve genetik yatkınlık ile, 50’li yaşlardan sonra bu bölgeden metabolik artıklar temizlenemez ve birikmeye başlar. Retina tabakalarında biriken bu sarı noktalara drusen denir.
Elektron mikrospik kesitlerde, retina pigment epitel hücrelerinin altında metabolik artıkların drusen adı verilen yağ depoları şeklinde biriktiği görülür.
Biriken bu yağlar, retina pigment epitelinin büyük koroid damarlarından oksijen ve besin almasını önler. Yağ birikintilerinin üstündeki hücreler ölür. Bu tablo kuru tip maküla dejenerasyonudur.
Pigment epiteli kök hücre özelliğinde olup, fotoreseptör hücrelerinin canlılığı için büyüme faktörleri salgılayan hücrelerdir. Bu hücreler ölünce, üstündeki fotoreseptör hücreleri de önce uyku moduna geçer. Bu hücrelerin canlılığının devam edebilmesi için yeni damar yumakları oluşur. Ancak bu damar yumakları kırılgan ve ince olduklarından, kanama ve damarlardan sızıntılara yol açarak fotoreseptör hücrelerinin tahribine yol açarlar. Bu tablo yaş tip maküla dejenerasyonudur.
Drusen denilen yağ hücrelerinin birikip pigment epitel hücrelerinin uyku moduna girdiği evreye erken evre kuru senil maküla dejenerasyonu(smd) denir.
Bu dönemde teşhis çok önemlidir. Hastalığın ilerlemesini durdurmak için çok ciddi tedbirler alınmalıdır; bunlarla hastalığın seyri yavaşlatılabilir.
Hastalık daha da ilerlerse pigmet epitel hücreleri ölmeye başlar. Bu durumda merkezi görme azalır. Bu evreye atrofik yani kuru tip smd denir.
Pigment epitel hücrelerinin öldüğü bölgede yeni damar oluşumları meydana gelirse bu evreye yaş tip smd denir. En kritik aşama bu evre olup, ciddi görme azalmalarında neden olur.
Bu aşamada göz içine anti-vegf denen ilaç enjeksiyonları uygulanır. Bununla kanamaya müsait yeni damarların küçülmesi/kapanması ve maküladaki ödemin azalması/giderilmesi amaçlanır. Aksi halde makülanın altına, vitreusa çok ciddi kanamalar gelişebilir.
Birinci yılda yaklaşık 8 intravitreal enjeksiyonun yapılması gerekir ve bu enjkesiyonlara çoğu kez cevap alınır. Ancak enjeksiyona dirençli olgular da mevcuttur. Bu durumda enjeksiyon için kullanılan ilaçlar değiştirilir veya kombine edilir.
Yine enjeksiyonlara cevap alınamazsa, kol toplar damarından özel bir ilaç enjeksiyonunun yapıldığı ve bitiminde sadece bozuk yeni damar oluşumlarını kapatan özel bir laserin uygulandığı “ fotodinamik laser tedavisi” düşünülmelidir.
İstenmeyen damar yumakları kontrol altına alınamazsa , göz içinde aşırı kanama lar meydana gelir.
Kanama çekidiğinde, maküladaki tüm retina tabakalarının bozulduğu, skar dokusu ve atrofilerin oluştuğu görülür( dissiform skar aşaması). Bunların sonucu santral görme ciddi şekilde etkilenir ve hasta sadece periferik retinasıyla görür.
Sarı nokta hastalığında belirti, şikayet ve yönetim
50 yaş üstünde, özellikle ailesinde sarı nokta hastalığı öyküsü olan her kesin, en az yılda bir göz dibi kontrolü yaptırması erken teşhis için çok önemlidir.
Erken evre, yani drusen denen yağların sarı noktada birikmeye başladığı evrede hastanın hiç bir şikayeti olmayabilir. Bu evrede sigara içenler için sigaranın kesinlikle bırakılması, hipertansiyon ve kolesterolün kontrol altına alınması, obezite ile mücadele edilmesi hastalığın ilerleme hızını çok ciddi şekilde yavaşlatır.
Yine erken evrede antioksidan mineral ve vitaminlerden zengin beslenme ile gıda takviyesi vitamin komplekslerinin kullanımı hastalığın seyir hızını yavaşlatacaktır. B12-b6-b1- folik asit ve omega-3 özellikle nöronal hücrelerin yaşamsal faaliyetleri için gerekli iken, a vitamini-lutein-karoten fotoreseptörlerin görme işlevini gerçekleştirebilmesinde kullanılan pigmentlerin sentezi için gereklidir.
Özellikle karbonhidrat ve şeker tükeminden uzaklaşılmalıdır.
Akdeniz tipi beslenme
• Somon ızgara: haftada 2 gün (tüm yağlı balıklar olabilir-ızgara olmak koşulu ile-kızartma balıkların hiçbir faydası yoktur.)
• Bol yeşil salata + havuç rendelenmiş olsun
• Rafadan yumurta: haftada 3 gün (kayısı kıvamında haşlanmış yumurta)
• Siyah çekirdekli kuru (mevsiminde yaş) üzüm: haftada 1 gün 1 avuç
Çiğ badem: haftada 1 gün 1 avuç
Ceviz: haftada 1 gün 1 avuç
Kefir: haftada 2 gün 1 bardak
• Her gün 30 dakika açık havada yürüyüş
• Sigaranın kesinlikle içilmemesi
• Alkoden uzak durulması
Hastalığın ilerleme hızını oldukça yavaşlatacaktır.
Koruyucu gözlükler:
415-455 nm dalga boyundaki mavi-mor ışığın sarı camlarla filtre edilmesi fotoreseptör ölüm hızını %25 oranında azaltmaktadır.
Başlangıç katarakt veya kon hücrelerinin de etkilendiği, ışıkta aşırı kamaşma şikayeti olan hastalar için 500 nm turuncu camlar önerilmektedir.
Erken evrede hastaların kendi kendilerini evlerinde muayene ve takip etmesi için, amsler grid adı verilen kareli kağıt testi kullanılır.
Haftada bir kaç kez, iyi aydınlanan bir odada yakın gözlüğü takıldıktan sonra, doktorunuzun vereceği kareli kağıda önce bir gözünüzü avucunuzla kapatarak, sonra diğer göz için işlemi tekrar ederek bakınız.
Çizgilerde kırılma veya merkezdeki orta noktanın görülememesi başlamış ise hastalık erken evreden, ileri evreye geçmiştir. Vakit kaybetmeden en kısa sürede retina alanında uzmanlaşmış göz doktorunuza baş vurunuz.
Atrofik yani kuru tip tanısı konmuşsa, bu aşamada retina pigment epiteli genellikle uyku modundadır. Bu evrede mikropulse-eşik altı laser ile pigment epiteli uyandırılır. Bu yanık yapmayan laserin uygulaması ile hem growth faktör salınımı ile biyofotomodülasyon sağlanır, hem de pigment epitelinin pompa fonksiyonu uyarılarak, drusenleri temizlemesi hızlanır. Bu aşamada mikropulse laser ile birlikte, göz küresi dışına growth faktör enjeksiyonları da uygulanabilir. Gerekirse magnovizyon desteğine başvurulur.
Kapı kenarı veya bayrak direği gibi düz çizgilerin kırık görülmesi veya merkezi görme kaybının başlamış olması, yaş evrenin başladığı anlamına gelir.
Yaş evrede yeni damar oluşumları; göz içi enjeksiyon tedavileriyle, gerekirse fotodinamik laser tedavisi ile mutlaka kurutulmalıdır. Aksi halde bu evrede çok ciddi görme kayıpları meydana gelmektedir.
Kalıcı merkezi görme kaybı meydana gelirse; teleskopik gözlükler, ışıklı büyüteçler, cctv kamera sistemleri gibi az görme rehabilitasyon araçları özellikle okumayı kolaylaştıracaktır.
Göz içi miniteleskop ameliyatları, iki gözündeki merkezi görüşü sarı nokta hastalığı nedeniyle kaybetmiş hastalar için, uygun vakalarda iyi bir seçenek olabilir.
Katarakt ameliyatı biterken göz içine bu özel mercek yerleştirilir; bu mercekler görüntüyü sarı nokta üzerine odaklarlar.
Göz içi teleskoplar prizmatik etki ile görüntüyü, tahrip olmuş olan sarı nokta dışındaki sağlam bir retina alanına büyüterek kaydırırlar.

Optik Sinir Hastalıkları

OPTİK SİNİR (GÖRME SİNİRİ) VE GÖRME YOLLARININ
HASTALIKLARI
(OPTİK NÖROPATİLER)

PRP GROWTH FACTOR INJECTIONSMAGNOVISION THERAPYPHOTOBIOMODULATION THERAPY

Görme fonksiyonu, cisimlerden gelen ışınların retinaya odaklanmasıyla başlar.
Retinada ışık enerjisi elektrik enerjisine çevrilir. Bu elektriksel uyarılar optik sinir, optik kiazma, optik traktus denilen görme yollarından geçerek beyindeki görme merkezine iletilir.

Retinadan çıkan sinir lifleri birleşerek, optik sinir denilen görme sinirini oluşturur.

Optik sinir, çeşitli nedenlerle hasar görüp görme veya görme alanı kaybı kaybı meydana gelebilir.
Optik sinir hastalığına yol açan nedenler:
• Optik sinirin baskı altında kalması: tiroid (guatr) hastalıklarına bağlı
• Optik sinirin enfeksiyonu: en sık orta kulak iltihabı ve sinüzitler nedeniyle
• Optik sinirin iskemisi yani optik siniri besleyen damarların tıkanması
* arteritik olamayan (şeker hastalığı, hipertansiyon en sık nedendir)
* arteritik ( atar damar iltihabı nedeniyle: bu çok ağır bir tablodur,
Hemen tedavi başlanmazsa iki gözde de körlük meydana gelebilir.
• Optik sinirin travma sonucu kesilmesi veya zedelenmesi
• Multipl skleroz denilen sinir kılıfı kaybıyla seyreden hastalıklarda, optik sinir kılıfının hasar görmesi
• Optik sinirin alkol (metilalkol), etambutol-izoniazid gibi verem ilaçlar ile toksik etkilenmeleri, radyasyon tedavisine bağlı hasarlar
• Optik sinirin, lupus-behçet gibi bazı sistemik hastalıklar sonucu hasar görmesi
• Leber hstalığı gibi genetik-ailesel bazı hastalıklar sonucu optik sinir atrofisi
• Göz tansiyonu yani glokoma bağlı optik sinir hasarı
Göz dışında, nörolojik hastalıklara bağlı olarak da optik sinir ve görme yolları hasarı meydana gelebilir:
• Kafa içi basınç artışı (kibas) sonucu papil ödem ve buna bağlı optik atrofi
• Hipofiz bezi adenomu veya tümörlerinin optik kiazmaya baskı uygulaması
• Oksipital lob ve görme korteksi sorunları
• Migren
• Beyin damarlarında baloncuklaşma ( anevrizmalar)
• Beyin tümörleri
Menenjit-ensefalit gibi enfeksiyonlar

Görme siniri ve görme yollarındaki hasarın olduğu yere göre görme alanında değişik şekillerde kayıplar meydana gelir.

Optik sinir hastalıklarında, hasta puslu, sisili ve cisimleri soluk görür; görme alanı kayıpları hisseder.
Işık refleksi etkilenen tarafta zayıflar; kontarst duyarlık, renk görme ve görme alanı bozulur.
Tedavi: altta yatan nedene göre, ilgili tıp dalı tarafından yapılır.

Multipl skleroza bağlı optik nörit ‘de, sinir iletimini destekleyen myelin kılıfında hasarlanma vardır.

İskemik optik nöropati ise, artertitik/arterik olmayan ayrımı yüksek sedimentasyon hızı ile ayırt edildikten sonra tedavi şekli belirlenir. Arteritik ise diğer gözü korumak için yüksek doz ve uzun süreli kortizon gerekirken, arteritik olmayanda nedene göre (şeker-tansiyon kontrolü), kan sulandırıcılar, kortizon ile birlikte uygulanır. Optik sinir kan akımını artırmak için magnovision ve growth faktör desteği gerekebilir.
Travmaya bağlı optik sinir hastalıklarında acilen kortizon ile birlikte magnovision ve growth faktör tedavileri uygulanır.

Optik sinir hastalığının nedeni, başta mr olmak üzere diğer tetkiklerle birlikte anlaşılabilir.

Çeşitli optik sinir hastalıkları sonucu optik atrofi (sinirin zayıflaması, kuruması) oluşabilir. Böyle durumda, magnovision/ocuvision ile zayıflamış görme sinirleri uyarılarak, yeni görme yolları aktive edilebilir.

Göz ve görme yolları tümüle hasar görmüşse, beyindeki görme merkezine uyarıcı çipler yani kortikal protezler uygulanarak, tüm körlükler yakın zamanda tedavi edilebilecek gibi gözükmektedir. Bu konudaki deneysel çalışmalar sürmekte olup, henüz rutin ve yaygın bir uygulaması yoktur.

Retinitis Pigmentosa

 

RETİNİTİS PİGMENTOSA

(RP)

TAVUK KARASI

PRP GROWTH FACTOR INJECTIONSMAGNOVISION THERAPYPHOTOBIOMODULATION THERAPY

ARGUS II RETINAL PROSTHESIS OPERATION

Göz küresi önden arkaya doğru,  ışığı retinaya odaklayacak kırıcı ortamlardan oluşur. En önde kornea, arkasında lens ışığın retinaya odaklanmasını sağlar.

Göz küresi içten dışa doğru 3 katmandan oluşur. En içte retina, ortada damar tabaka, en dışta göz küresine sertliğini veren göz akı.   

Cisimlerin görülebilmesi, cisimlerden gelen ışınların retinaya odaklanması ile başlar. Retinada ışık enerjisini, elektrik enerjisine çevirip beyine ileten hücreler vardır. Bunlara fotoreseptörler denir. Fotoreseptörler iki gruptan oluşur:

1)      Kon hücreleri: merkezde ve aydınlık ortamda oluşan görüntüleri,

2)      Rod hücreleri: etraf ve karanlık ortamda oluşan görüntüleri işler. 

Yani cisimlerden gelen ışınları elektrik enerjisine çevirirler.

Retinadan alınan kesitin elektron mikroskobunda görünümü. En alttaki pigment epitelinin hemen üzerinde rod ve konlardan oluşan fotoreseptör hücreleri bulunur.

Retinitis pigmentosa, fotoreseptör hücrelerinin genlerinde bir mutasyon yani bozukluk oluşması ile başlar.

250 farklı genetik mutasyon bu hastalığın 50 farklı tipte olmasına yol açar. Bu sebeple her hastada klinik belirtiler ve ilerleme hızı farklıdır. Genellikle akraba evliliğine bağlı ailesel olmakla birlikte, ailesel olmadan da meydana gelebilir.

Genetik mutasyon, fotoreseptör hücrelerinin erken yaşlanması ve ilerleyici bir şekilde ölümüne yol açar. Yaş arttıkça hücre ölümü hızlanır.

Büyüme faktörleri, kandaki glikozun, hücre yakıtı olan ATP-GTP’ye dönüşmesini sağlar. Büyüme faktörleri eksikliğinde, fotoreseptör hücreleri enerji yoksunluğu nedeniyle metabolik aktivitelerini yavaşlatır, uyku moduna girer ve süreç devam ederse hücre ölümü ilerleyici bir şekilde gerçekleşir.

Fotoreseptörlerin canlı kalmasını sağlayan büyüme faktörleri, kök hücre özelliği gösteren pigment epiteli ve müller hücreleri tarafından salgılanmaz olur.   Fotoreseptörler yavaş yavaş ölmeden önce uzun bir süre uyku moduna girerler. Bu evrede hücreler canlıdır ancak görme işlevine katılmazlar.

Hangi hücreler önce uyku moduna giriyor veya ölüyorsa, belirtiler ona göre başlar. Örneğin rod hücreleri önce ölmeye başlarsa ilk belirti gece görme azlığı şeklinde olur.

Hastalığın bazı genetik tiplerinde rod hücreleri etkilenmeden önce, kon hücreleri etkilenir. Kon hücreleri önce uyku moduna girer ve sonra da ölür.

Bu durum stargarth hastalığı,  reverse rp ya da kon distrofisinde görülür.

Burada ilk belirti, aydınlıkta aşırı kamaşma, loş ortamlarda ve gece daha iyi görme şeklindedir. Hastalık ilerledikçe merkezi görme kaybolur, etraf görme korunur.

Retinitis Pigmentosa Tedavisi:

1)      Erken teşhis: 

Tanı ne kadar erken konursa, fotoreseptör kaybı fazla olmadan kalan hücrelerin ölümü mümkün olduğunca yavalşatılabilir, durdurulabilir, hatta uyku modundaki hücreler uyandırılabilir.

 

2)      Growth faktör enjeksiyonları

Ngf, bdnf, bfgf, ıl6 fotoreseptörlerin canlılığını ve fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için gerekli büyüme faktörleridir.

 

Önce yükleme daha sonra belli aralıklarla enjeksiyon tekrarı, hastalığın seyrini çok yavaşlatabilir, durdurabilir, bazı vakalarda uyku modundaki hücre varlığı veya sayısına göre, görme alanında genişleme ve görme keskinliğinde artış elde edilebilir.

 

3.enjeksiyon sonrası görme alanında genişleme

 

3)      Okuvision & Magnovision

Retinanın ve beyindeki görme merkezinin elektromanyetik uyarımı, sinir sisteminde gerekli growth faktörlerin salgılanmasını arttırdığı gibi, nöronal plastisite denilen yeni görme yollarının şekillenmesine ve görme fonksiyonunun yeniden düzenlenmesine imkan vermektedir.

Magnovizyon ile birlikte growth faktör enjeksiyonu uygulanan hastada uyku modundaki fotoreseptörlerin uyanması ve görme alanında genişleme aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.

4)      Komplikasyonların tedavisi

 

Katarakt rp hastalarında sık gelişmektedir. İleri evrelerde retina damarları incelmekte ve göz içi dokulara ulaşan oksijen ile gerekli besin öğeleri azalmaktadır. Bu durum katarkt gelişimini hızlandırmaktadır. 

Rp hastalarında katarakt ameliyatı, retinadaki hücre ölümünü hızlandırabilmekte ve maküla ödeminin aşırı artışına yol açabilmektedir. Bu sebeple katarakt ameliyatı yapılmadan önce retinanın growth faktörlerle korunması olası riskleri en aza indirecektir.

 

Maküla ödemi rp hastalarında sık görülen bir diğer komplikasyondur. Belli bir seviyedeki ödem, fotoreseptörler için gerekli growth faktör ihtiyacını karşıladığından tedavi gerektirmez. Ancak görme keskinliğini bozan ve kistoid hal almış ödem tedavi gerektirir. Göz damlaları ile kontrol altına alınamazsa göz içi enjeksiyonlarla ödem kontrol altına alınmalıdır.

 

5)      Koruyucu gözlükler

415-455 nm dalga boyundaki mavi-mor ışığın filtre edilmesi fotoreseptör ölüm hızını %25 oranında azaltmaktadır. Özellikle bilgisayar kullanıcıları için mutlaka kullanılması önerilmektedir.

Başlangıç katarakt veya kon hücrelerinin de etkilendiği ışıkta aşırı kamaşma şikayeti olan rp hastaları için 500 nm turuncu camlar önerilmektedir.

 

6)      Az görme rehabilitasyon araçları:

Kon hücrelerinin etkilenip etraf görmenin iyi olduğu hastalarda teleskopik gözlükler, ışıklı büyüteçler veya cctv kameralı büyüteçler hastaların özellikle okuma ihtiyacına iyi yanıt vermektedir.  

 

7)      Göz içi teleskopik lens implantasyonu:

Kon hücrelerinin etkilenip etraf görmenin iyi olduğu hastalarda görüntüyü ölü alanın dışına kaydıran prizmatik teleskopik göz içi lensler uygun hastalarda tatminkar sonuçlar vermektedir.

 

8)      Beslenme-sağlıklı yaşam:

Fotoreseptörlerin ölüm hızını yavaşlatmak antioksidan vitamin ve mineral içeriği yüksek gıdalar ile gıda takviyeleri tüketimiyle mümkündür. B12-b6-b1-folik asit ve omega-3 özellikle nöronal hücrelerin yaşamsal faaliyetleri için gerekli iken a vitamini-lutein-karoten fotoreseptörlerin görme işlevini gerçekleştirebilmesinde gerekli pigmentlerin sentezi için gereklidir.

 

            Akdeniz Tipi Beslenme

·         Somon ızgara: haftada 2 gün (tüm yağlı balıklar olabilir-ızgara veya fırında olmak koşulu ile)-(kızartma balıkların hiçbir faydası yoktur.)

·         Bol yeşil salata + havuç rendelenmiş olsun

·         Rafadan yumurta: haftada 3 gün (kayısı kıvamında haşlanmış yumurta)

·         Siyah çekirdekli kuru üzüm veya mevsiminde yaş siyah üzüm: haftada 1 gün 1 avuç

·         Çiğ badem: haftada 1 gün 1 avuç

·         Ceviz: haftada 1 gün 1 avuç

·         Kefir: haftada 2 gün 1 bardak

Her gün 30 dk açık havada yürüyüş

Sigaranın kesinlikle içilmemesi

Alkoden uzak durulması

Fotoreseptörlerin ölüm hızını oldukça yavaşlatacaktır. 

9)      Fotoreseptörleri tümüyle canlılığını kaybeden hastalar için:

Fotoreseptörlerin işlevini yerine getirecek çipler ile sanal görme ve rehabilitasyon.

Görüntü bir kamera ile algılanır-elektrik enerjisine çevrilir ve elektrotlarla beyine iletilir. Bu iş için

braınport v200

-argus 2 biyonik göz

-kortikal proez

Uygun hastaya en uygun yöntem uygulanır.

 

10)   Kök Hücre ve Gen Tedavisi :

   Çalışmaları halen sürmekte olup hedef grup yine görmesini tamamen kaybetmemiş uyku modunda canlı hücreleri olan hasta grubudur. Kök hücre tedavisinin mantığı, 6 ay ile 2 yıl arasında growth faktör salgılama yeteneği olan hücreleri göz içine veya çevresine enjekte etmek olup 6 ay veya 2 yılda bir bu işlemi tekrar etmek şeklindedir.

 

Gen tedavisinde yine canlılığını kaybetmemiş olan fotoreseptörlerdeki hatalı gen tespit edilmekte, düzeltilmiş gen virüslere yüklenip göz içine enjekte edilmektedir. Amaç yine canlı fotoreseptörlerin ölümünü durdurmaya yöneliktir.

Retina Dekolmanı

Retina Dekolmanı

PATERN LASER – ENDOSCOPIC 25 PLUS PARS PLANA VITRECTOMY SURGERY

Göz küresinin içini, jöle kıvamında vitreus adı verilen saydam ve viskoelastik bir madde doldurur. Bu madde göze küre şeklini verir ve elastikiyetini kazandırır.
Vitreus jeli, retina tabakasına bazı bölgelerde sıkı yapışıklıklar gösterir.

İleri yaş, yüksek miyopi, göze alınan bazı darbeler veya kafa travmaları sonucu vitreus jeli sıvılaşmaya ve retinadan ayrılmaya başlar.
Bu ayrılma sırasında, vitreusun retinaya yapıştığı yerlerde yırtıklar veya kanamalar meydana gelebilir.
Genetik yatkınlık sonucu retinada yırtılmaya hassas incelmiş dejenere alanlar bulunabilir ( lattıce, tuft).
Bazı travmalar, katarakt ameliyatı veya diğer göz cerrahileri sonucu da retinada yırtıklar oluşabilir.

Retinadaki bu yırtıkların içinden, sıvılaşmış vitreusun geçmesi, retina tabakalarının birbirinden ayrılmasına yol açar.
Sinir dokusu olan retinadaki çekintiler ve/veya dalgalanmalar ile vitreusdaki dejenerasyon; ışık çakmaları, sinek uçuşmaları veya örümcek ağı gibi belirtilere neden olur.
Altında sıvı biriken retinanın göz duvarından ayrılmasıyla, göz önünde bir perdelenmeden bahsedilir. Bu ayrılmanın makülayı da etkilemesiyle görme ışık hissine kadar düşer.

Retina dekolmanına hemen hemen müdahale edilmez ise, , sıvı retina katları içinde ilerleyerek tüm retinanın dekole olmasına ve kalıcı görme kaybına yol açar.

Retina dekolmanı; sinek uçuşmaları, ışık çakmaları, görme alanında kayıplar veya hiçbiri olmadan görmenin direkt olarak hızlıca kapanması şeklinde belirtiler verebilir.

Sinek uçuşmaları, ışık çakmaları, kurum yağması hissi bazen dekolman gerçekleşmeden sadece retina yırtığı varlığında da oluşabilir. Bu aşamada, yırtık arasına sıvı girmeden laser barajı ile yırtığın çevresi yapıştırılarak , dekolman gelişmesi önlenebilir.

Retinanın göz duvarından ayrılmasıyla retina dekolmanı oluşmuş ise; gözün durumuna ve göz doktorunun kararına göre, ya klasik retina dekolman cerrahisi ya da vitreoretinal cerrahi (pars plana vitrektomi) ameliyatına karar verilir. Bu ameliyatlar genellikle genel anestezi ile yapılır. Ameliyat sırasında doktor tarafından, medikal silikon oıl veya özel medıcal gazlar ile göz içi tamponat yapılmasına karar verilir. Ameliyat sonrası dönemde 7-10 gün, doktor tarafından tayin edilecek olan belirli bir pozisyonun korunması ve bu şekilde yatılması gerekebilir.

Pars plarna vitrektomi ameliyatı ile retina dekolmanının ve yırtığın tamir edilmesi

Yırtığın tamamen yapışabilmesine kadar, göz içine steril gaz veya hava verilerek yırtığın üzerine baskı uygulaması sağlanır. Ameliyat sonrası tampon gazının yırtığın tam üzerine gelebilmesi için hastaya baş ve yatış pozisyonu verilir.

Bazı durumlarda yırtığın tam kapanabilmesi için, özel mataryellerle göz akına (skleraya) çökertme uygulamak gerekebilir.
Retina dekolmanı en sık yırtıklı retina dekolmanı şeklinde görülür.
Diabetik retinopatide, retina damar hastalıklarında veya bazı travma-göz içi yabancı cisimleri sonrası, retinayı içerden çeken fibrotik bantlar sonucu da traksiyonel retina dekolmanı gelişebilir.
Kötü ve bazı iyi huylu göz içi tümörlerinde, üveit denen göz içi inflamasyonlarda, gebelik sırasında görülen eklampside, böbrek yetmezliği ve yüksek sistemik hipertansiyonda eksudatif retina dekolmanları gelişebilir
Retina dekolmanı ameliyatlarından sonra anatomik başarı oranı çok yüksektir. Ne kadar erken müdahale edilirse başarı şansı o derece yükselir.
Retinada tahribat fazla ise, ameliyattan sonra göz küresi dışına growth faktör enjeksiyonları veya magnovizyon desteği uygulanabilir.

Katarakt

Katarakt

PHACOEMULSIFICATION – IOL

Gözün iris denilen renkli kısmının arkasında göz merceği yani lens bulunur.
Lens, cisimlerden gelen ışınların retinanın maküla denen hassas noktasında odaklanmasını sağlayan cam gibi saydam bir mercektir.
Lensin zamanla saydamlığını kaybetip, görüntüleri perdeleyecek hale gelmesine katarakt denir.

Saydam lens göz bebeğinden (pupilla) görülen katarktlı lens

Katarakt saydam lens

Kataraktın nedenleri:
• Katarakt en sık 60’lı yaşlardan sonra, doku yaşlanmasına bağlı olarak oluşur.
• Şeker hastalığı, sıcak ortamlarda çalışma, travma, uzun süreli kortizon kullanımı gibi durumlarda daha erken yaşlarda görülebilir.
• Bazen doğumsal veya erken çocukluk döneminde de oluşabilir. Genetik veya annenin gebeliğinde geçirdiği bazı enfeksiyonlar ile kullandığı bazı ilaçlara bağlı olarak da konjenital (doğumsal) katarakt gelişebilir.

Katarktlı hastalar, perdeli – sisili görme, bir şellalenin arkasından bakıyormuş gibi görme, tek gözle çift görme, ışıkta kamaşma, gece ışıkların dağılması, görmenin tümüyle kapanması gibi şikayetlerden yakınırlar.

Kataraktın tedavisi:
katarktın tek tedavisi ameliyattır. Bulanmış olan göz içi merceği fakoemülsifikasyon işlemi ile sıvılaştırılarak temizlenir.
Doğal merceğin ortalama +22 numara kadar kırıcı optik özelliği mevcutur. Cisimler ancak bu optik kırıcılık sayesinde makülada odaklanır. Kataraktlı lens temizlendikten sonra göz içine, bu kırıcılığı sağlayacak yapay ve şeffaf göz içi lensi yerleştirilir. Yapay mercek yerleştirilmezse hasta görüntüyü odaklayamaz ve bulanıkgörür.

Katarakt ameliyatları; mikroskop altında yapılan ve yüksek teknoloji gerektiren ameliyatlardır.
Yapay göz içi mercekleri tek odaklı (uzak veya yakın) olabildiği gibi uzak ve yakın için çok odaklı da olabilir. Ancak kataraktla birlikte retina hastalıkları da mevcut olan hastalarda tek odaklı lensler tercih edilmelidir. Zira çok odaklı lenslerin kontrast duyarlılığı düşüktür. Ayrıca retinanın net görünmesini ve tedavisini zorlaştırır.

Sarı nokta hastalığı veya maküla hasarı olan hastalarda katarakt ameliyatı sırasında göz içine minyatür teleskopik lensler yerleştirilerek görme arttırılabilir.

Katarakt ameliyatı, çoğunlukla lokal anestezi altında yapılan , ağrısız ve hasta konforunun yüksek olduğu bir ameliyattır. Hasta ameliyattan sonraki birkaç gün içinde, bazı önlemleri ve verilen ilaçları almak kaydıyla, normal yaşantısına dönebilir. Nadir de olsa, katarakt ameliyatının bazı komplikasyonları da vardır.

Retina hastalıklarının tedavisi için yapılan vitrektomi ameliyatı ile birlikt, aynı seansta katarakt ameliyatları da uygulanabilir. Bu tip ameliyatta ameliyatlarda işlem uzun süreceğinden genel anestezi tercih edilir.

Glokom

GLOKOM
(GÖZ TANSİYONU)

LASER TRABECUOLOPLASTY – LASER CYCLOPHOTOCOAGULATION – LASER IRIDOTOMY – PRP GROWTH FACTOR INJECTIONS– MAGNOVISION THERAPY

Göz tansiyonu, yani glokom, tedavi edilmez ise kalıcı görme kaybına neden olabilen ilerleyici bir hastalıktır.

Glokomda, göz içi dokuların beslenmesi için sürekli olarak yapılıp gözden drene olan göz içi sıvısının boşalamaması sonucu göz içi basıncının, görme yeteneği için gerekli olan  göz sinirine  zarar verecek düzeyde yükselmesi söz konusudur.

Sıklıkla 40 yaş üzerinde başlar ve genellikle kalıcı görme hasarı oluşana kadar ciddi bir belirti vermez.

Erken tanı için, özellikle ailesinde glokom olan bireylerin 35-40’lı yaşlardan itibaren düzenli olarak  göz doktoruna gitmeleri  ve göz tansiyonlarını  ölçtürmeleri  son derece önemlidir.

Glokom, çoğunlukla hasta tarafından ancak ileri dönemde farkedilebilir. Görme kaybı oluştuktan sonra meydana gelen hasarın geri dönüşü  olmadığından, erken tanı çok önemlidir.

Normal  bir göz muayenesi sırasında tespit edilen yüksek göz içi basıncı, hastalığın ilk belirtisi olabilir.

Normal göz dibinin oftalmoskopik görüntüsü

Kontrolsüz glokomda , göz sinirinin (optik sinirin)  aşırı hasar görmesi ve ilerleyici görme alanı kaybı.

Kontrolsüz glokomda optik sinirin ilerleyici hasarı

Glokomda görme alanı değişiklikleri

İlerleyici glokomda  optik sinir hasarı ve görme alanının ilerleyici daralması.

Glokom gelişme riskini arttıran faktörler şunlardır:
-ilerleyen yaş
-ailede glokom öyküsünün bulunması
-sigara
-şeker hastalığı
-yüksek/düşük kan basıncı
-yüksek miyopi / hipermetropi
-uzun süreli kortizon tedavisi
-göz yaralanmaları
-migren

Bu özelliklere sahip kişilerin glokom yönünden düzenli göz takipleri,  erken teşhis için oldukça önemlidir.
Glokom iyileşebilir mi?

Glokom tamamen ortadan kaldırılamaz  ancak uygun tedavi  yaklaşımları  ile başarılı bir şekilde kontrol altında tutulabilir ve görme kaybının ilerlemesi durdurulabilir

Hayat boyu kontrol ve düzenli takip gerektiren bir hastalıktır.

Glokom nasıl tedavi edilir?

Açık açılı glokom, göz içi basıncını düşüren göz damlaları ile tedavi edilir.

İlaçlara yeterli cevap alınamazsa cerrahi veya laser girişimleri uygulanabilir.

Bu tedavilerin asıl amacı hastanın kalan görmesinin  ve görme alanının korunmasıdır.  Ancak bazı olgularda retina ganglion hücreleri tümüyle ölmeyip uyku modundadır. Bu hastalarda growth faktör enjeksiyonları  ve gerekirse magnovizyon desteği ile birlikte görme alanında artışlar sağlayabilir.

Açık açılı glokom dışında, dar açılı glokom ve doğumsal glokom tipleri de mevcuttur.  Dar açılı glokom  göz çevresi ve başta ani ağrı, görme azalması, gözde kanlanma, bulantı, kusma şikayeti ile başlar. Tedavi acil olarak yapılmalıdır, aksi halde görme kaybı çok şiddetli olur.  Akut atakların tekrarlamaması için, göz tansiyonu düşürüldükten sonra, her iki göze de koruyucu laser iridotomi yapılması gerekir.

Doğumsal glokomda ise tedavi cerrahidir. Birden fazla cerrahi  işlem gerekebilir.

İzlemeniz gereken basit kurallar?
İlacınızı hergün aynı saatte, doktorunuzun önerdiği şekilde kullanınız
( bu şekilde göz damlanızı hem daha kolay hatırlayabilirsiniz, hem de daha etkili olmasını sağlarsınız.

Günlük normal yaşamınızı etkileyen herhangi bir yan etkiyi doktorunuz ile görüşünüz.)

Damlaları damlattıktan sonra gözlerinizi 1 dakika kapalı tutunuz.                                   (bu şekilde ilacın kana geçme ve yan etki oluşturma riskini önlemiş olursunuz)

Birden fazla damla kullanıyorsanız, damlalar arasında en az 5 dakika ara veriniz.

Hekiminizin önerdiği kontrol sürelerinde mutlaka kontrollerinizi yaptırınız. Hastalığınız ancak düzenli takipte olduğunuz zaman başarılı olarak tedavi edilebilir.

Göz doktorunuzu diğer hastalıklar için aldığınız ilaçlar hakkında, diğer branş hekimlerini de glokomunuz olduğu konusunda uyarınız.

Glokom ailesel olabildiğinden, tüm aile bireylerinizi düzenli olarak göz muayenesi olmaları için uyarınız.

Periyodik görme alanı muayenelerinizi  doktorunuzun önerileri doğrultusunda yaptırınız.

Glokom tedavisinin ömür boyu ve kararlılıkla başarılı olabileceğini , görme yeteneğinizin ancak bu kararlılık sayesinde korunabileceğini unutmayınız.

Diayabetik Retinopati

Diyabetik retinopati
(şeker hastalığına bağlı kanamalar)
 

INTRAVITREAL ANTIVEGF/OZURDEX INJECTIONS – MICROPULSE LASER PHOTOCOAGULATIONPRP GROWTH FACTOR INJECTIONS AND MAGNOVISION THERAPY

Göz küresi önden arkaya doğru, ışığı retinaya odaklayacak kırıcı ortamlardan oluşur. En önde kornea ve arkasındaki lens ışığın, retinanın keskin görmeyi sağlayan bölgesi olan makülaya (sarı noktaya) odaklanmasını sağlar.

Göz küresi içten dışa doğru 3 katmandan oluşur: en içte retina, ortada damar tabaka ve en dışta ise göz küresine sertliğini veren göz akı bulunur.

Cisimlerin görülebilmesi, cisimlerden gelen ışınların makülaya (sarı noktaya) odaklanması ile başlar. Retinada ışık enerjisini, elektrik enerjisine çevirip beyine ileten hücreler vardır.

Retina milyonlarca sinir hücresinden oluşur. Bu hücreleri besleyen ve oksijenlenmesini sağlayan yaygın bir damar ağı mevcuttur.

Şeker hastalığı yani diyabetes mellitus, yıllar içinde özellikle küçük damarların yapısını bozmakta ve bu damarların tıkanmasına yol açmaktadır.

Gözde retina,  böbreklerde glomerüller ve ayak damarları en çabuk tıkanan damarlardır. Diyabet kontol altında tutulamazsa 5 yıl içinde, retina kanamaları ve körlük, börek yetmezliği ve diyaliz bağımlılığı, ayaklarda iyileşmeyen yaralar ve gangrene neden olabilir.

İyi bir metabolik kontrol, sadece şekerin değil, hipertansiyon ve kan yağları/kolesterolün de birlikte kontrol altında tutulmasıyla sağlanır. Bu kan değerlerinin  birlikte kontrolü, göz damarlarında tıkanma riskini en aza indirir.

Kan şekeri iyi kontrol ediliyor olsa bile, 10 yıldan fazla süredir diyabetes mellitusu olanların, hiç bir şikayeti olmasa bile en az 6 ayda bir göz dibi kontrolü yaptırmaları, erken teşhis için çok önemlidir.

Şeker hastalığı kontrol altında tutulmayıp ilerledikçe sırasıyla:

·         Retinadaki kılcal damarlarda bozulma,

·         Mikroanevrizma denilen baloncuklaşma ,

·         Sert exüda denilen serum ve yağ sızıntıları,

·         Retina içine kanamalar,

·         Maküla yani sarı noktada ödem ve görme azalması,

·         Kanamaya müsait yeni damar oluşumları,

·         Yeni oluşan damarların kanaması, göz içinde bantlar/membranlar oluşturarak  retinada  çekinti ve yırtıklar oluşturması.

 tüm bu süreçler sonucunda kalıcı görme azalması ya da körlük meydana gelir!!!

Retina damarlarından olan kanama ve sızıntılara bağlı olarak  hastanın görme kalitesi çok düşer.  

Kanama ve sızıntılara bağlı yamalı görüntüler oluşur.

Hem kanama hem maküla ödemi birlikteyse, bakılan cisimlerde kırılma ve yamalı görüntüler oluşur.

Bazen kanama olmadan sadece maküla ödemi oluşur, cisimler kırık/çarpık  ya da  büyük-küçük görülebilir.

Yönetim ve tedavi:

·         Metabolik kontrolün iyi sağlanması

·         Hastanın dahiliye veya endokrinoloji uzmanı tarafından sıkı takip edilerek ilaç veya insülin dozlarının ayarlanması; anemi ve uyku apne sendromunun araştırılması,

·         Hipertansiyon ve kan yağları/kolesterolün kontrol altında tutulması,

·         Ergenlik çağındaki ve gebe şeker hastalarının özellikli takibi,

·         Diyetisyen tarafından günlük-haftalık-aylık diyet listesinin düzenlenmesi

·         Sigara içenlerin sigarayı bıraktırma polikliniklerine yönlendirilmesi  ve

Alkolden uzak durulması

·         Günde 30 dakika yürüyüş

İyi bir metabolik kontrol sağlanmadan, göz hekiminin çabaları iyi sonuç veremez !!!

 

·         Görmeyi bozmayan erken evrelerde , 3-4 ayda bir göz dibi kontrolü ve gerekli retina  görüntüleme analizleri yapılır. Mikrokanama ve sızıntı evresinde retinanın  beslenmesi bozulmamışsa, gözün dışına growth faktör (büyüme faktörü) enjeksiyonları yapılabilir (prp)  ve gerekirse magnovizyon ile birlikte uygulanabilir.

3) maküla ödemi gelişmişse veya görmeyi tehdit edecek düzeyde ise, beslenmesi bozulan retina alanlarına yanık yapmayan mikropulse laser yapılır; maküla  ödemini  çözmek için de,  göz içine anti-vegf veya uzun / yavaş salınımlı steroid  enjeksiyonları uygulanır. Mikropulse laser, retinayı onarmak  ve retinal damarları  kuvvetlendirmek için gerekli  olan büyüme faktörlerinin dokulardan  salgılanmasını sağlar.

4)proliferatif kanamaya müsait yeni damar oluşumları gelişmişse, bu evre körlüklerin gelişmesine neden olabilecek en kritik evredir. Bu damar yumakları retina/vitreus kanamaları ile retinada çekinti ve yırtıklara neden olabileceğinden, retinanın merkezi korunarak tüm çevresine laser uygulanır (panretinal laser fotokoagülasyonu).

Yeni damar oluşumu evresinde; göz içi enjeksiyonlar, kanama ve çekinti riski yaratan damarların kurutulması için laserle birlikte uygulanır.

Yeni damar oluşumları evresi kontrol altına alınamazsa, retinada ciddi kanamalar, çekintiler ve yırtıklar oluşur.

Göziçi kanamaları, retinada oluşan çekinti dekolmanları  vitrektomi ameliyatı ile onarılır.  Ancak bu aşamada retinada ciddi hasarlar ve hücre ölümleri meydana gelmiştir. Bu aşamalara gelmeden hastalığı durdurmak görsel sonucu olumlu etkiler.

Vitrektomi ameliyatından sonra  retinanın onarımına katkı  için, göz dışına büyüme faktörlerinin enjeksiyonu (prp)  ile  birlikte magnovizyon desteği gerekebilir.